Fiyat Oynaklığında Kritik Küresel Buğday Stoklarının Rolü

Rusya-Ukrayna savaşı geçtiğimiz yıl tarım piyasalarında önemli fiyat dalgalanmalarına neden oldu. Özellikle buğday için fiyat seviyeleri ve fiyat oynaklığı 2007/08 pazarlama yılından bu yana en yüksek seviyelere ulaştı.

Her ikisi de son altı ayda savaş öncesi seviyelere geriledi, ancak oynaklık tarihsel seviyelere göre yüksek olmaya devam ediyor. Şekil 1, önemli pazar belirsizliğinin devam ettiğini ve küresel gıda güvenliği için süregelen kırılganlık yarattığını gösteriyor.

2022’den önce, Oynaklık/Volatilite,  (buğday vadeli işlem piyasasındaki oynaklık ile ölçülür) 2006’dan bu yana üç kez yükseldi ve yüksek kaldı: 2007/08’de ve ardından 2010/11 ve 2012/13’te (şekildeki gri bantlarda gösterildiği gibi).

Piyasalar daha sonra, Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından yaşanan son yükselişe kadar nispeten sakin kaldı. Savaşla ilgili piyasa belirsizliği ve öngörülemeyen üretim açıklarına karşı çok az tampon sağlayan stok seviyelerindeki görece sıkışıklık nedeniyle yüksek oynaklık devam ediyor.

Şekil 1- Buğday fiyat oynaklığı

Fiyat oynaklığı, kısmen, devam eden arz akışı üzerindeki belirsizliğe kadar izlenebilir. Bu, başta mevcut üretim ve mevcut stoklar olmak üzere bir dizi faktöre bağlıdır. Bu makale, küresel buğday stokları ile fiyat oynaklığı arasındaki bağlantıyı ve son 18 ayda küresel stoklardaki sıkışıklığın oynaklığı ve ileriye dönük beklentileri nasıl ve ne kadar artırdığını inceleyerek ikincisine odaklanıyor.

Küresel stokları açıklamak

Stoklar, kuraklık, aşırı hava koşulları, çatışmalar veya diğer aksamalar gibi üretim şoklarının piyasa fiyatları üzerindeki etkilerini tamponlamak için çok önemlidir. Üretim eksiklikleri meydana geldiğinde, mevcut stoklar piyasaların bir sonraki hasata kadar dalgalanmasına minimize edebilir ve böylece fiyat etkilerini hafifletebilir.

Tersi durumda, küresel üretim fazla olduğunda, buğday bir sonraki pazarlama yılında satışa taşınabilir ve böylece cari fiyatlar üzerinde etkili bir taban oluşturur. Böylece, stoklar fiyat zirvelerini ve dip noktaları yumuşatmaya yardımcı olur ve fiyat oynaklığını azaltır. Ancak, son aylarda olduğu gibi stoklar zaten düşük hacimlerde olduğunda, şokların etkilerini tamponlama kapasitesi daha sınırlıdır.

Küresel buğday stoklarını takip etmek ve bunların piyasa fiyatlarındaki oynaklıkla bağlantısı karmaşıktır. Ölçümler tipik olarak, yeni mahsul hasat edilmeden ve tüketime hazır hale gelmeden önce bir pazarlama yılının sonunda tutulan miktar olan ülke kapanış stoklarının (genellikle devir stokları olarak adlandırılır) toplanmasına dayanır.

Bir ülkenin kapanış stokları, bir önceki yılın kapanış stokları + yeni üretim + ithalatlar – yıl boyunca yurtiçinde tüketilen – ihraç edilenlere eşittir. Genel olarak, dünya stokları, her ülkenin ulusal pazarlama yılının kapanışındaki kapanış stoklarının küresel toplamını ifade eder.

Pazarlama yıllarının tarihleri, yerel mahsul takvimlerindeki farklılıklar nedeniyle ülkeler arasında değişebileceğinden, küresel bitiş stoklarına ilişkin tahminler, belirli bir zamanda mevcut stokların gerçek bir ölçüsü değildir, ancak daha çok bir sonraki pazarlama yılına taşınacak mevcut tedarik seviyesinin bir göstergesi olarak hizmet eder.

Stok programlarına sahip ülkeler, küresel buğday stoklarının yaklaşık %65’ini veya daha fazlasını oluşturuyor. Kamu stokları, hükümetler tarafından gıda güvenliği amacıyla, üretici gelirini artırmak veya her ikisi için tutulmaktadır.

Küresel olarak, stok dengesi son yıllarda Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği’nden diğer ülkelere, özellikle Çin’e ve daha az ölçüde Hindistan’a kaydı. Tarihsel olarak ABD ve AB, fiyat destek programlarının bir parçası olarak büyük buğday rezervlerini korudu, ancak 1980’ler ve 1990’lardaki politika reformları bu programları ortadan kaldırdı.

Daha yakın zamanlarda, Hindistan Gıda Şirketi ve Çin devletine ait gıda şirketi COFCO gibi kamuya ait stok planları, büyük miktarlarda buğday ve diğer tahılları satın aldı, sattı ve depoladı.

Küresel stokların geri kalan üçte biri veya daha fazlası özel ve ticari kuruluşlara (bireysel çiftçiler dahil) aittir.  İsteğe bağlı amaçlarla elde tutulan özel stoklar (bazen “spekülatif” stoklar olarak adlandırılır) ile  “pipeline” veya “working” stoklar olarak adlandırılan stoklar arasında genellikle bir ayrım yapılır.

Discretionary/İsteğe bağlı stoklar, daha sonra mahsulü satın alma ve depolama maliyetlerini karşılayacak kadar yüksek bir fiyata satma umuduyla bir dönemde tahıl satın alan ticari çıkar sahipleri tarafından tutulur. Pipeline stoklar, pazarlama zincirinin işletilmesi için tutulan stoklardır ve genellikle isteğe bağlı stoklardan daha az fiyata duyarlıdır.

Ne yazık ki, dahil olan hükümetlerin ve özel kuruluşların çeşitliliği, küresel stoklar hakkındaki verilerin eksik ve genellikle kalitesiz olduğu, bu da dünya kapanış stok rakamlarına tam olarak güvenmenin zor olduğu anlamına gelir.

Pek çok ülke (bazı gelişmiş ekonomiler dahil) stoklarla ilgili veri toplamaz veya yayınlamaz ve bu nedenle analistlerin stok seviyesini üretim ve tüketim verilerine dayalı olarak tahmin etmesi gerekir. Tarım Piyasası Bilgi Sistemi (AMIS) gibi kuruluşların odak noktası stok verilerinin kalitesini iyileştirmek olsa da, veri kalitesi konusunda hala çok fazla belirsizlik var.

Ayrıca stokların fiziki kalitesi de genellikle bilinmez. Düzgün depolanırsa buğday birkaç yıl saklanabilir, ancak kalitesi yeterince bozulursa öğütme/un amaçları için kullanılamaz hale gelebilir ve hayvan yemi olarak veya biyoyakıtlar gibi endüstriyel kullanımlar için kullanılması gerekir.

Stoklar fiyat oynaklığını nasıl etkiler?

Tipik olarak stoklar, üretimdeki artış ve düşüşlerden kaynaklanan potansiyel fiyat etkilerini sınırlamaya yarar. Bereketli bir ürün olması durumunda, özel depolayıcılar tahılı gelecek dönemde beklenen bir kâr karşılığında satmak niyetiyle satın alırlar.

Bu durum, etkin bir şekilde piyasa fiyatlarına bir taban koyar. Aynı şekilde, bir önceki yıldan aktarılan stoklar yüksek olduğunda ve üretimde bir düşüş olduğunda, depolayıcılar tahılı bir sonraki yıla devretmek yerine satacaktır. Bu, fiyatların ılımlı olmasına yardımcı olur ve üretim açığının etkisini tamponlar.

Ancak, pandemi sonrası etkiler, kuraklıklar, savaşın etkileri ve diğer sorunların birleşimiyle mevcut küresel pazar ortamı, tipik olmaktan çok uzaktır ve genel olarak daha sıkı stoklara yol açmıştır. Stoklar sıkı olduğunda, depolayıcıların üretim şoklarını tamponlama yeteneği sınırlıdır.

İsteğe bağlı stoklar sınırlı olduğunda ve bir üretim şoku meydana geldiğinde, pipeline stoklarının sahipleri (un sektörü gibi), değirmencilik ve diğer kullanıcılar için yeterli tedarik sağlamak amacıyla tahılı serbest bırakmak konusunda isteksizdir.

Böylece fiyatlar yükselmeye devam eder; yalnızca büyük fiyat artışları, bir arz şokunun tam etkisini karşılamaya yetecek kadar talebi azaltabilir. Sonuç olarak, stoklar düşük olduğunda fiyat oynaklığı çok daha yüksek olma eğilimindedir.

Buğday kapanış stokları ne kadar sıkı?

Mevcut oynaklığın/volatilitenin ortaya koyduğu riskleri anlamak, küresel stokların boyutunu küresel tüketime göre ölçmeye bağlıdır. ABD Tarım Bakanlığı, 2022/23 pazarlama yılı için küresel buğday kapanış stoklarının 267 milyon mt olacağını tahmin ediyor (Şekil 2).

Bu stokların yarısından fazlasının Çin’de tutulduğu tahmin ediliyor ve AB, ABD ve diğer büyük ihracatçılar %20’yi oluşturuyor. Çin’in buğday stokları 2012 ile 2020 arasında %160’ın üzerinde arttı.

Bu durum, büyük ölçüde Çin’in üretici destek fiyatlarını artıran ve büyük devlet stoklarının birikmesine neden olan tarım politikasındaki değişikliklerden kaynaklanıyordu. Buna karşılık, dünyanın geri kalanının elindeki buğday stokları aynı dönemde %12 azaldı.

Şekil 2- Küresel buğday stokları

Bazı analistler, piyasa sıkılığını ölçerken Çin stoklarını dışarıda tutuyor. Bunu yapmanın ana gerekçesi, Çin stoklarına ilişkin verilerin hükümet tarafından rapor edilmemesi ve dolayısıyla oldukça belirsiz olmasıdır.

İkincisi, Çin stokları büyük ölçüde hükümetin kontrolünde ve küresel piyasalardan izole durumda (aslında, büyük stoklara rağmen Çin, büyük bir buğday ithalatçısı olmaya devam ediyor). Son olarak, bu rezervlerdeki buğdayın kalitesiyle ilgili birçok endişe var. Çin hariç, küresel buğday kapanış stoklarının 2022/23 için 128 milyon mt olacağı tahmin ediliyor.

Stokların göreceli sıkılığının yaygın bir ölçüsü, biten stokları tüketimin yüzdesi olarak ifade eden stok-kullanım oranıdır (SUR-stock-to-use ratio). SUR, nüfus ve gelirdeki artış ve diğer faktörler nedeniyle tüketimdeki değişiklikleri hesaba katarak stok seviyelerini normalleştirmeye izin verir ve böylece yıllar arasında daha tutarlı bir karşılaştırmaya izin verir.

Mevcut stokların göreceli sıkılığını değerlendirmek için üç ayrı stok ölçüsünü dikkate alıyoruz:

  • İlk ölçü, toplam küresel stoklara dayanmaktadır.
  • İkinci ölçü, Çin hariç toplam küresel stoklara dayanmaktadır.
  • Üçüncü ölçü, yalnızca büyük ihracatçıların (ABD, AB, Arjantin, Avustralya, Kanada, Kazakistan, Rusya ve Ukrayna) elinde tuttuğu stokları dikkate alır ve genellikle piyasa analistleri tarafından stok sıkılığını ölçmek için kullanılır.

Tüm bu ölçümler küresel buğday tüketimine bölünür ve elde edilen SUR daha sonra stokları kullanım günü olarak ifade etmek için 365 gün ile çarpılır (Şekil 3).

Şekil 3- Küresel buğday stokları sıkılaşıyor (Günlük Stok)

*Başlıca buğday ihracatçıları arasında Arjantin, Avustralya, Kanada, Avrupa Birliği, Kazakistan, Rusya, Ukrayna ve Amerika Birleşik Devletleri bulunmaktadır. Bu ihracatçılar, 2020/21’den 23/2022’ye kadar küresel buğday ihracatının %85’inden fazlasını oluşturdu.

Değerlendirilen tarihsel aralıkta, stoklar 2007/08’de her üç seri için de en düşük seviyedeydi, çoğu analistin “pipeline” seviyelerine yakın olduğunu düşündüğü seviyeler.

Daha yakın zamanlarda, küresel ölçüm, esas olarak Çin’in stoklarındaki artış nedeniyle, diğer ikisinden önemli ölçüde daha yüksek hareket etti. Küresel kapanış stokları, tahmini 147 günlük kullanımla 2019/20’de zirve yaptı. O zamandan beri, kapanış stokları 2022/23 için tahmini 125 günlük kullanıma düştü, son zirveden bu yana 22 gün düştü, ancak 2007/08 seviyelerinin (76 günlük kullanım) çok üzerinde.

Çin’i tablodan çıkaran diğer iki ölçüm, stok seviyelerinin çok daha sıkı olduğunu gösteriyor. Çin küresel toplamların dışında tutulursa, 2022/23 için öngörülen stok seviyeleri 58 günlük kullanımdır ve 2007/08’den (53 gün) bu yana en düşük seviyedir.

Benzer şekilde, yalnızca büyük ihracatçı ülkelerin elinde bulunan stoklar dikkate alındığında, 2022/23 dönem sonu stoklarının 26,3 günlük kullanım olduğu tahmin ediliyor ki bu da 2007/08’den bu yana en düşük seviye (25,4 gün).

Yine, burada ele alınan stok ölçümlerinin en iyi ihtimalle kusurlu olduğunu ve kelimenin tam anlamıyla şu anda eldeki stoklar olarak değil, piyasadaki göreli sıkılığın bir göstergesi olarak yorumlanması gerektiğini yinelemek önemlidir.

Sonuçlar

Ukrayna’da devam eden savaş, ülkedeki buğday üretimini azalttı ve dünya çapında piyasaları alt üst etti. Küresel stokların görece sıkılığı, fiyat oynaklığının son 10 yıla göre yüksek kalmaya devam edeceğine işaret ediyor.

İleriye dönük olarak, buğday ve diğer önemli küresel mahsullerin stoklarının yeniden oluşturulması, hem fiyatların hem de fiyat oynaklığının azaltılmasına yardımcı olacaktır. Aynı şekilde, sıkışık stoklar, önemli bir buğday üreticisi bölgede öngörülemeyen bir üretim açığının fiyatları yeniden keskin bir şekilde yükseltmesi (2010/11 ve 2012/13’te olduğu gibi) ve fiyat oynaklığının artmasına neden olması anlamına gelir.

Tahıl stoklarına ilişkin güvenilir verilerin azlığı, pazar analizlerini zorlaştırmaya devam ediyor. Son 15 yılda veri toplamayı iyileştirme çabalarına rağmen, ilerleme yavaş olmuştur.  Ulusal istatistik ofisleri, AMIS gibi uluslararası ortaklar ve girişimlerle işbirliği içinde, piyasa izlemenin iyileştirilmesine ve küresel gıda güvenliğinin güçlendirilmesine yardımcı olmak için rezervlerin büyüklüğünü ölçmeye yönelik çabalarını sürdürmelidir. 

*Bu makale çevirisi 30 Mart 2023 tarihli GursesNotes – Tarımsal Emtia Piyasa ve Risk Raporu – 131’de yayınlanmıştır.

Kaynak:
Joseph Glauber – Assessing tight global wheat stocks and their role in price volatility

Yorum bırakın