Gıda fiyatları enflasyonu gerçekten düşüyor mu?

Şubat  2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden neredeyse bir yıl sonra,  sürekli yüksek küresel gıda fiyatları dönemine ilişkin korkular bir şekilde azaldı, ancak gıda güvenliğine ilişkin sekiz büyük endişe devam ediyor.

İlk olarak, gıda emtia fiyatları tarihsel standartlara göre yüksek kalmaya devam ediyor. Şekil  1’de gösterildiği gibi, uluslararası ticareti yapılan gıda ürünleri için BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) endeksi, savaşın ilk aylarında  yükseldikten sonra, şimdi savaş öncesi, 2021’in sonundaki seviyesine geri döndü, ancak yine de fiyatlar önceki yılların seviyelerinin üzerinde.

Bu, endeksin tüm ana bileşenleri (tahıllar, et, süt ürünleri, bitkisel yağlar ve şeker) için geçerlidir. Bitkisel  yağ fiyatları, Haziran ve Aralık arasında %33 düşerek 2022’nin ikinci  yarısında en güçlü düşüşü gösterdi, ancak yine de COVID öncesi  seviyelerin üçte bir üzerinde.

Şekil -1  Nominal FAO Gıda Fiyat Endeksi

İkincisi, temel gıda pazarları sıkılığını koruyor. Tahıllar için küresel Stok-Kullanım oranları, son yılların en düşük seviyeleri civarında veya altında kalıyor (Şekil 2). Özellikle savaş devam ederken Ukrayna’da depolanan tahılların fiili mevcudiyeti ve ihraç edilebilirliği konusunda süregelen belirsizliği de göz önünde bulundurduğumuzda. Bu durum, fiyat istikrarsızlığının herhangi bir büyük arz şoku ile yoğunlaşmasının muhtemel olduğunu gösterir.

Üçüncüsü, Ukrayna’nın 2021 ve 2022 mahsullerinin ihracatını kesintiye uğrattıktan sonra, savaş şimdi Ukrayna’nın 2023 emtia arzını tehdit ediyor. Sonbahar buğday ekimleri, 2022 seviyelerine göre %40’a kadar düştü ve çatışmanın muhtemelen ilkbahar ekimleri üzerinde önemli bir olumsuz etkisi olacak.

Şekil -2 Küresel kapanış stokları (Çin hariç) / X Günlük Kullanım

Dördüncüsü, Şekil  3’te gösterildiği gibi (azotlu gübre için önemli bir girdi ve üretim  süreci için bir enerji kaynağı olan) doğal gaz fiyatlarındaki son  düşüşlere rağmen gübre fiyatları tepe noktalarından düştü fakat fiyatlar hala yüksek kalmaya devam ediyor. 

Beyaz Rusya’dan yapılan ihracatın yasaklanması da dahil olmak üzere potas arzındaki kısıtlamalar fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskıyı sürdürüyor. Temel gıdaların çıktı fiyatları düşerken, bu yüksek girdi maliyetleri çiftlik karlılığını azaltıyor.

Bu muhtemelen gübre kullanımını azaltacak ve bu da özellikle pirinç, buğday ve mısır verimini etkileyecektir. İlk endişe pirinçle ilgilidir; 2022’de üretim bir miktar düştü ve düşük stok beklentileri, vadeli işlem piyasalarında pirinç fiyatlarının artmasına neden oldu.

Şekil -3 Ana besin içeriklerine göre uluslararası gübre fiyat endeksi

Beşincisi,  güney yarımküredeki olumsuz iklim koşulları, Arjantin ve Doğu  Afrika’daki uzun süreli kuraklık koşullarıyla örtüşerek, geçen yıla  kıyasla buğday ve diğer mahsuller için 2023 üretim beklentilerinin  keskin bir şekilde düşmesine neden oldu. Avustralya’daki  anormal derecede yağışlı ancak elverişli koşullar ve Brezilya’daki güçlü mısır üretimi, bu azalan tahıl üretiminin bir kısmını telafi edebilir (AMIS Market Monitor, Aralık 2022).

Bu  genel eğilimler, yüksek gübre fiyatlarıyla birlikte, yakın zamanda genişletilen Karadeniz Tahıl Girişimi yıl boyunca yürürlükte kalsa bile, 2023’te temel gıdaların küresel arzına yönelik beklentilerin azalması anlamına geliyor.

Altıncı olarak, küresel ekonomide beklenen önemli yavaşlama göz önüne alındığında, küresel gıda talebi 2023’te daha da zayıflayabilir.  Daha büyük kesintiler olmadan, 2023’te daha fazla küresel gıda kıtlığının ortaya çıkması beklenmiyor, ancak Afganistan ve Afrika Boynuzu gibi çatışmaların yaşandığı yerel sıcak noktalarda kıtlıklar olabilir.

Yedinci olarak, 2022’nin ikinci yarısında temel gıdaların dünya piyasa fiyatlarındaki düşüş, çoğu ülkede yerel gıda fiyat enflasyonunu en iyi ihtimalle çok ılımlı bir şekilde yavaşlattı. Hem gıda hem de diğer temel ihtiyaçlar için tüketici fiyatları dünyanın birçok yerinde keskin bir şekilde artmaya devam etti (Şekil 4).

Martin & Minot (2022) tarafından analiz edildiği gibi, uluslararası fiyatlardaki değişimlerin yerel fiyatlar üzerinde sınırlı etkileri vardır. Örneğin, ortalama olarak küresel buğday fiyatlarındaki artışın yarısından azı, 2021 ve 2022’deki artışlar sırasında artan yerel buğday fiyatlarına yansıdı.

Geçişkenlik, fiyatlar düştüğünde daha da azalır.  Mayıs  ve Temmuz 2022 arasında uluslararası buğday fiyatları yaklaşık %28  düştüğünde, yerel buğday ürünleri fiyatları ortalama olarak yalnızca %8 düştü.

Küresel piyasa fiyatlarının düşük aktarım derecesi, elbette, gıda ithalatına bağımlılıkla ilgilidir, ancak büyük ölçüde aynı zamanda ihracat kısıtlamaları, daha düşük ithalat tarifeleri ve yerel gıda  sübvansiyonlarını içerebilen yalıtım politikalarıyla da ilgilidir. Bu  politikalar, tüketicileri küresel gıda fiyatı şoklarının etkilerinden korurken, 2022’nin ilk yarısında gıda fiyatlarındaki artışlara da katkıda bulundu (bkz. Martin & Minot 2022).

Şekil -4 Gıda enflasyonu – Kasım-Aralık 2022

Sekizincisi ve en önemlisi, düşük gelirli ülkeler, gıda güvenliği için ek riskler oluşturan devam eden makro ekonomik sorunlarla karşı karşıyadır. Hükümetlerin tüketicileri hem uluslararası hem de yerel gıda fiyat şoklarından  koruma kapasitesi, korunma ihtiyacının en fazla olduğu düşük gelirli ülkelerde en zayıf durumdadır.

Bu  tür ülkelerdeki pek çok insan, gelirlerinin önemli bir bölümünü gıdaya harcıyor ve fiyatlar yükseldikçe devlet desteği biçimlerine bağlı kalıyor; yine de tekrarlanan şoklardan sonra, kamu bütçeleri şimdiden aşırı genişliyor.

COVID-19 salgınının geçim kaynakları üzerindeki etkilerini hafifletme çabaları, devlet borcunu sürdürülemez seviyelere çıkardı. Düşük gelirli ülkelerin borç sıkıntısı içindeki payı 2015’ten bu yana ikiye katlanarak %60’a ulaştı (IMF 2022). Bu  nedenle, artan gıda ve enerji ithalat fiyatları ile birlikte yüksek borç ödeme yükümlülükleri, hem ithalat kapasitelerini sınırlamış hem de bu ülkelerin para birimlerini zayıflatmış ve bu da yurtiçi gıda fiyat enflasyonunu artırmıştır.

Sonuç  olarak, gıdanın satın alınabilirliği hem makroekonomik düzeyde  (ülkelerin gıda ithalat faturalarını ödeme kapasitesi) hem de hanehalkı  düzeyinde bir sorun olmaya devam ediyor  (ithal  gıda ve enerji için yerel para biriminde artan fiyatlar ve küresel  ekonomik yavaşlama görünümü göz önüne alındığında gelirleri artırma  beklentilerinde azalma).

Bu riskler ileriye dönük olarak yüksek kalmaya devam edecek; Büyük  bir borç indirimi ve uluslararası toplumdan ek mali destek olmaksızın,  gıda fiyatlarının 2023’te artmaya devam etmesi ve dünya çapında  savunmasız hanehalklarının gıda güvenliğine yönelik devam eden bir tehdit oluşturması muhtemeldir.

*Bu makale çevirisi ilk kez 31 Ocak 2023 tarihli GursesNotes – Tarımsal Emtia Piyasa ve Risk Raporu – 123’de yayınlanmıştır.

Kaynak:
IFPRI: Is food price inflation really subsiding?

Yorum bırakın